Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
drop astern
electronic disks
bir şey halinde
Geçmiş
Cümleler
"bir şey halinde"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Idioms
1
Deyim
bir şey halinde
in one's something mode
expr.
"bir şey halinde"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 24 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir şey halinde) bölmek
partition (something) into (something)
f.
Brazil is
partitioned into
states, which in turn are partitioned into municipalities.
Brezilya eyaletlere
bölünmüştür
ve bunlar sırasıyla belediyelere bölünmüştür.
More Sentences
General
2
Genel
sıra, dizi veya topluluk halinde bulunup zorlu bir sınav teşkil eden şey
gauntlet
i.
Phrasals
3
Öbek Fiiller
yoğunlaşıp (bir şey) halinde yağmak
precipitate into (something)
f.
4
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir şey) halinde sunmak
render (something) in (something)
f.
5
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir şey halinde) bölümlere ayırmak
partition (something) into (something)
f.
6
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir şey halinde) kısımlara ayırmak
partition (something) into (something)
f.
7
Öbek Fiiller
bir şey halinde rahatlamak
relax into something
f.
8
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şey halinde) doğramak
chop (someone or something) (up) (into something)
f.
9
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şey halinde doğramak
cut something into something
f.
10
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şey halinde dilimlemek
cut something into something
f.
11
Öbek Fiiller
(bir şey halinde) sıraya girmek/dizilmek
line up in
f.
12
Öbek Fiiller
(bir şey halinde) sıraya sokmak/dizmek
line up in
f.
13
Öbek Fiiller
yoğunlaşıp (bir şey) halinde yağmak
precipitate into
f.
14
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir şey) halinde göstermek
render (something) into (something)
f.
15
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir şey) halinde sunmak
render (something) into (something)
f.
16
Öbek Fiiller
(bir şey) halinde yırtmak
rip to
f.
17
Öbek Fiiller
(bir şey) boyunca çizgi halinde var olmak
run through (something)
f.
18
Öbek Fiiller
(bir şey) halinde görmek
see as (something)
f.
19
Öbek Fiiller
(bir şey/bir yer) boyunca grup halinde/grupça/topluca yürümek
troop across (something or some place)
f.
Phrases
20
İfadeler
(bir şey) gösterilmesi halinde
on (the) production of (something)
expr.
21
İfadeler
(bir şey) sunulması halinde
on (the) production of (something)
expr.
22
İfadeler
bir şey gösterilmesi halinde
on production of something
expr.
23
İfadeler
bir şey sunulması halinde
on production of something
expr.
24
İfadeler
(bir şey) halinde
in the event of (something)
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir şey halinde
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy